Bu yazıyı 2007 yılında forumlarda yazmıştım. Gelen sorular üzerine bir fikir vermesi açısından buraya eklemeye karar verdim
Lütfen yazıldığı tarihi dikkate alın
Kaplumbağa Kalsiyum ve UVB ışını
UVB
yani Ultraviole B ışını 320-260 nm dalga boyu aralığındaki
elektromanyetik ışımanın adıdır. UVB ışınının ne olduğunu ve önemini
anlatabilmek için önce güneş ışığından ve UVB ninde içinde yer aldığı UV
ışınlarından kısaca bahsetmek lazım. Çünkü yapay kaynaklarla da UVB
ışını üretmek mümkün olsada dünyamızdaki en kuvvetli doğal UVB kaynağı
güneştir.
GÜNEŞ IŞIĞI :
Güneş ışığı Güneş
tarafından yaratılan çeşitli dalga boylarındaki elektromanyetik ışın
demetlerinden oluşur Dalga boyu ölçümünde nm ölçüsü yani nano metre -1
metrenin milyarda biri - kullanılıyor. Biz güneş ışığında bulunan ışın
demetlerinden sadece 700 nm ve 400 nm dalga boyları arasında kalan
ışınları çıplak gözle görebiliyoruz ama bazı kişiler 740 - 380 dalga
boylarındaki ışınlarıda görebiliyorlar .Bu skalanın üstünde veya altında
kalan dalga boylarındaki diğer ışınlar ise çıplak gözle görülemezler.
Bu
görülebilir ışınlar da çeşitli dalga boylarına göre değişik renkleri
oluştururlar Güneş ışığı prizma tarafından kırıldığında duvarda oluşan
renk tayfı işte bu ışınlardır. Bunlar dalga boylarına göre sırasıyla
740-625 nm arası kırmızı
625-590 nm arası turuncu
590-565 nm arası sarı
565-500 nm arası yeşil
500-440 nm arası mavi
440-380 nm arası mor ışığı oluşturur.
Not
: Renklere ait dalga boyları internetteki farklı kaynaklarda bir miktar
değişebiliyor. Sanıyorum örneğin yeşilin tam olarak hangi dalga
boyundan itibaren cam göbeği mavisi olarak adlandrılması gerektiği
konusu tam kesin değil. Diğer renkler içinde böyle olsa gerek örnek
kırmızı ışık için 740-620 nm dalga boyu veren kaynaklarda var 700-630 nm
diyende. Ben renk dalga boyları için vikipedi Türkçeyi kaynak aldım. (
kaynak 1)
Yukardada görebildiğimiz gibi çıplak gözle
görebildiğimiz en büyük dalga boyu kırmızı , görebildiğimiz en küçük
dalga boyu ise mor ışındır dır
Kırmızı rengin hemen üstünde yer
alan yani görülebilir ışınlardan daha büyük dalga boyundaki ışınlara
KIZIL ÖTESİ - İNFRARED ( 740 nm -1 mm ) ışınları diyoruz
Mor
ışığın hemen altında yer alan yani görülebilir ışınlardan daha küçük
dalga boyundaki ışınlara da MOR ÖTESİ - ULTRAVİOLE ( 400 - 200 nm )
ışınları diyoruz.
EK BİLGİ :
Bu bölümü konu hakkında ek bir bilgi vermek için yazdım okumadan da geçebilirsiniz.
Bugün kullandığımız bazı dalga boyları kabaca şu şekilde sıralanıyor
RADIO WAVES | MICROWAVES | INFRARED | VISIBLE LIGHT | ULTRAVIOLET | X-RAYS | GAMMA RAYS
3 km den 30 cm kadar RADYO DALGALARI (am radyo , tv , fm radyo dalgaları)
30 cm den 1 mm ye kadar MİCROWAVE DALGALARI
1 mm den 750 nm ye kadar İNFRARED DALGALARI
740 nm den 380 nm ye kadar GÖRÜNÜR IŞIN DALGALARI
400 nm den 200 nm ye kadar ULTRAVİOLE DALGALARI
100 nm den 0.01 nm ye kadar X RAY DALGALARI
0.01 nm den daha küçük GAMMA DALGALARI
micrometre (um) 0.00000 1 m (1 X 10-6 m)
nanometre (nm) 0.000000001 m (1 X 10-9 m)
GÜNEŞ IŞIĞINDAKİ ULTRAVİOLE ( UV ) IŞINLAR VE UVB IŞINI
UV
ışınları 400-200 nm dalga boyları arasında yer alan ışınlara verilen
ad. Görüldüğü gibi en düşük dalga boylu görünür ışın olan mor ışınlar
ile UVA ışınları 400-380 nm dalga boyları arasındaki bölgede biraz iç
içe girmiş durumda. Ultraviole ışınlar kendi aralarında dalga boylarına
göre 3 bölüme ayrılıyor UVA , UVB ve UVC
UVA : Dalga
boyu 400-320 nm arasında olan ışınlarıdır. Bu ışınlar ışığın olduğu her
yere ulaşabilirler yeter ki ortamda güneş ışığı olsun. Buluttan camdan
yada ozon tabakasından kolayca geçerler ve kolayca yansırlar.UVA
ışınının normal yaşamsal davranışlar üzerinde etkileri vardır yani yeme
içme hareket etme ve üreme gibi davranışlarımızı aktive eder.
UVB
: Dalga boyu 320 - 260 nm arasındaki ışınlardır Bizim için önemli olan
esas ışın işte budur. Deriye temas ettiği takdirde ciltte bir reaksion
oluşur ve vücut D3 vitamini sentezlemeye başlar. Bu UVB ışını UVA ya
göre biraz daha nazlı bir ışın mesela buluttan bayağı etkileniyor camdan
ise ancak %5 oranında geçebiliyor.
UVC : Dalga boyu
260 - 200 nm arasında yer alan ışındır. Çok tehlikelidir, hücrelerde
tahribat yaparak canlının ölmesine yol açar fakat dünyamızı saran ozon
tabakası tarafında tamamen süzülür ve dünya yüzeyine ulaşamaz.Eğer
ulaşsaydı dünyada yaşam kalmazdı.Ozon tabakasındaki delik işte bu açıdan
risk taşıyor.Akvaryumlarda sterilizasyon amaçlı kullanılan UV ışını
işte bu ışındır Mikro organizmaların hücre yapısını bile tahrip ederek
zararlı mikropları öldürür tabi bu arada bizim için yararlı olan
bakterilere de hiç acımaz onlarıda yok eder.
Güneş ışığında bulunan bu her 3 UV ışınının da fazlasının cilt kanseri yaptığı kesinlik kazanmıştır.
Not
: Renklere ait dalga boylarında olduğu gib UV ışın çeşitlerindeki dalga
boylarıda farklı kaynaklarda birbirinden değişik yazılmış.Mesela
ingilizce vikide dalga boyları 400-320 , 320-280 , 280-200 olarak yer
alırken Kaynak aldığım yazıda (Kaynak 2) 400-320 , 320-260 - 260-200
olarak verilmiş. İnternetten bilgi almanın bazen böyle dezantajları var.
UVB IŞINI NEDEN ÖNEMLİ :
D
vitamini doğada 2 farklı biçimde bulunuyor bitkisel gıdalar da D2
biçiminde ve hayvansal gıdalar da D3 biçiminde. D vitamini ( D2 veya D3
herhangi biri ) bünyede mutluluk etkisi yaratan bir vitamin. Yazın
içimizin açılması kendimizi daha mutlu hissetmemiz biraz da kış
mevsimine göre daha fazla aldığımız güneş ışınları sebebiyle vücudumuzda
artan D vitamini sayesinde oluyor.
Fakat canlılar ve
özellikle kabuk yapısına sahip sürüngenler için UVB ışığının apayrı bir
önemi daha var. Besin yolu ile alınan kalsiyumun vücuda yararlı hale
gelebilmesi için D3 vitamini şart. D3 vitamini aslında vitamin değil
vücut tarafından üretilen bir hormon ama vitamin olarak geçiyor.
Kaplumbağa D3 vitaminini bir miktar besin yolu ile alsada esas önemlisi
kendi vücudunda sentezlediği miktardır. Vücutta D3 vitamini (hormonu)
sentezlenmesini sağlayan ise UVB ışınıdır. Bu ışın canlıların derisine
ulaştığı zaman deride bir reaksiyon oluşuyor ve vücutta bulunan
7-dehydrocholesterol biraz kafa karıştıran karışık bir yöntemle D3
vitaminine dönüşüyor. Kaplumbağa vücudunda yeterli seviyede D3 vitamini
oluşmuşsa ancak o zaman kalsiyum bağırsaklardan emilebilir ve kalsiyum
metabolizmasını destekleyebilir bir hale dönüşebiliyor aksi takdirde
büyük çoğunluğu işe yaramadan vücuttan atılıyor. Kaplumbağa sağlığı
açısından UVB ışınının önemi D3 vitamini sentezlenmesini sağlaması ve bu
sayede de kalsiyum metabolizmasının vede kabuk ve iskelet yapısının
desteklenmesinden geliyor. D3 vitamini bu açıdan olmazsa olmaz bir
vitamindir. Eğer kalsiyum metabolizması desteklenmezse kaplumbağalarda
MBD ( Metabolic Bone Disease) diye bilinen kemik yumuşaması oluyor ve
işin sonu ölüme kadar gidiyor.
Yukarda UVB ışınını
anlatırken UVB ışınının nazlı olduğunu ve pencere camından % 95 oranında
geçemediğini söylemiştim. Bu da demek oluyorki kaplumbağalarımız
pencere yada akvaryum camı arkasından güneş aldığı zaman belki ışık
alıyor , ısı alıyor hatta UVA ışınıda alıyor ama malesef UVB ışını
alamıyor Bu yüzden güneşlendirme mutlaka arada cam olmadan direk olarak
yapılmalı.
Peki bu D3 vitaminini başka bir yöntemle
sağlayabilirmiyiz. Evet UVB ışını dışında bir yol daha var oda besin
yolu ile alması. Eğer kaplumbağamız direk olarak güneş göremiyorsa D3
vitamini içeren vitaminler kullanabiliriz. Fakat bu yöntemde bir risk
bulunuyor çünkü D3 vitamininin fazlası da azı kadar sağlık açısından
zararlı olabilir.Kendi vücudunda D3 üretmesi çok daha doğal ve sağlıklı
olur.
D3 vitaminini suya damlatmak işe yaramaz vitaminin direk
ağız yolu ile alınması lazım. Kuru yeme emdirerek kaplumbağaya
verebilirsiniz. Tabi bunun yanı sıra Kaplumbağamızın besin yolu ile
kalsiyum almasına da önem verilmeli. Çünkü ne tek başına D3 nede tek
başına kalsiyum tam bir işe yaramıyor.
Frozen 2007
Bloga ekleme 2016
Perşembe, Eylül 22, 2016
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.