Cumartesi, Eylül 29, 2012

Dev kaplumbağalar hakkında

Dev kara kaplumbağalarına biraz daha bakalım.

Dünya üzerinde dev olarak nitelenen sadece 3 kara kaplumbağası türü var. Biz 3 numaradan başlayalım.. Sulcata kaplumbağaları.

Bu kaplumbağalar uluslararası literatürde bir çok farklı ingilizce isimle anılabiliyorlar. En çok kullanılanlar African spurred tortoise veya the sulcata tortoise.
Bilimsel sınıflandırma da ki isimleri ise Geochelone sulcata (Miller 1779)

Uyarı notu :
Sulcataların internette pek çok yerde African spurred tortoise olarak değilde bir thigh eklentiyle African spur thigh tortoise diye isimlendirildiklerini  görebilirsiniz. Pek çok ciddi sitenin bile yaptığı çok genel bir hata bu. Thigh but demek. Sulcata isminde thigh olmayacak. African spur thigh tortoise denilen kaplumbağalar bizim Testudo graeca iberaların kuzey Afrikada yaşayan yakın akrabaları Testudo graeca graeca' lardır ve sulcatalar ile hiç bir alakaları yoktur. Tamamen farklı türler bunlar. Testudolar ufak kaplumbağalar , sulcatalar ise oldukça iridir. 




Sulcata ve yavrusu



Sulcata kaplumbağalarının doğal yaşam alanı Afrika kıtasındaki  Sahara çölünün güney yakasında yer alan yarı kurak savanalar. Burkina Faso , Çat , Eritre Etopya , Mali , Moritanya , Sudan Nijerya , Senegal gibi ülkerde görülüyor. Sıcak ve kurak aylarda yada günün sıcak saatlerinde yerde açtığı oyuklarda saklanıyor.

Sulcatalar ın önemli bir özelliği bu zaten,  kış uykusuna değilde yaz uykusuna yatmaları. Evet , hani bizim kaplumbağalarımız havalar soğuyunca kış  uykusuna yatar ya. İşte bunlarda tam tersi yaşadıkları bölgenin iklimi gereği çok sıcak ve kurak aylar da toprakta açtıkları yuvalara inerek metabolizmalarını  bir parça yavaşlatarak zamanlarını bir nevi uyuşuk bir durum da geçirirler.
İşte bu duruma yaz uykusu yada estivasyon (aestivation) deniyor..Yaz uykusunu bildiğimiz kış uykusu hibernasyon la bir tutmamak lazım. Hibernasyon bambaşka bişi , yaz uykusu o kadar ölümsü bir durum  değil. Sulcatalar kış uykusuna yatmıyor çünkü doğal ortamlarında kış mevsimi yok , o yüzden gerek yok.

İngiltere'deki Linton hayvanat bahçesinde bulunan 30 yaşındaki çıtır Sulcata kaplumbağası Kali bu sene tam 45 yavru vermiş.


Kali yumurtlarken
Photo : Linton zoo

Yaşadığı alanda 4 erkek kaplumbağa olduğundan babanın kim olduğu belli değil. İngiltere'nin iklimi bu yumurtaların sağlıklı kuluçka dönemi geçirmesine izin vermediği için Kali'nin gömdüğü yumurtalar hemen alınmış ve kuluçka makinesine konulmuş. 45 yavru bu sayede dünyaya gelmiş.


Yumurtlar yuvadan toplanırken
Photo : Linton zoo



Kali ve yavruları
Photo : Linton zoo


Fotoğraflar da annelerinin yanında ve açık alanda gözüken yavrular aslında bu boyutlardayken özel korumalı bir alanda tutuluyor. Çünkü kendi öz anneleri bile onlara zarar verebilir. Kaplumbağaların annelik duygusu yada yavrularını tehlikelere karşı koruma içgüdüleri yok. Bu yüzden daha yumurtlarken bile yumurtalar korumasızdır. Yeterli boya ulaştıkların da yavrular da annelerinin yanına konulacaklar. Eğer şansları yaver giderse bu yavrular 150 yıla yakın bir süre yaşayabilirler.

Sulcata'lar dev ada kaplumbağaları kadar iri olmasalar da 95 kiloyu aşabilen ağırlıkları ve 90 cm den büyük olabilen kabuk boyları nedeniyle çoğu kez giant-dev diye anılıyorlar. Dünyada var olan en büyük 3 cü kara kaplumbağası türüdür , fakat ada kaplumbağalarını çıkarıp sadece anakara kaplumbağaları olarak düşünürseniz en büyüğü sayılıyor.

Kıta ve ada olarak ayırmamın nedeni de şu. Daha önce bu konudan bahsetmiştim dünya üzerinde sulcata'lardan daha büyük sadece 2  dev kara kaplumbağası  türü var. Bu her 2 tür de ada kaplumbağasıdır. Bunlar Pasifik okyanusun daki Galapagos kara kaplumbağaları ve Hint okyanusun da ki halk arasında Aldabran yada Seychelle kara kaplumbağaları  diye bilinen  tür olan Aldabrachelys gigantea (Schweigger, 1812)

Her iki tür de ana kıtalardan izole durum daki adalar da evrimleşen kaplumbağalar ve insanlar yaşadıkları adalara ulaşıncaya kadar da hiç bir doğal düşmanları yok. Bu yüzden milyonlarca yıl adalarda sakin ve uzun bir yaşam sürüyorlar ve çok irileşiyorlar.
Ta ki insanlar onları bulana ve köklerini kurutana dek..

Şimdi her zaman ki gibi kafa karıştıran bölüme geldik , Taksonomi ye.
Aldabran kaplumbağaları esasında 3 tür ama bunların bir zamanlar Madagaskar adasında yaşadığı tespit edilen 2 si tamamen tükenmiş durumda. Sadece Aldabrachelys gigantea türü varlığını sürdürüyor.  Bu gün için bu türe ait tespit edilmiş 4 alt tür var ama  bu alt türlerden de biri daha tükenmiş durumda.  
Bu bilgilerin her zaman  değişebileceğini unutmayın.


Aşağıdaki listede başında sadece  (-)  işareti olanlar tür , 
(*) olanlar  ise alt tür

 1- Aldabrachelys abrupta (Grandidier 1868) 
     Madagaskar, (tükenmiş)

 2- Aldabrachelys gigantia (Schweigger, 1812) 
    Aldabra, Seychelle adaları

       2-1 *Aldabrachelys gigantia arnoldi  (Bour 1982)
               Seychelle adaları  (vahşi yaşamda kalmamış)

      2-2 *Aldabrachelys gigantia daudinii  (Duméril & Bibron 1835)
               Daudin's Giant Tortoise,  Seychelle adaları , (tükenmiş) 

      2-3 *Aldabrachelys gigantia gigantia (Schweigger, 1812)
              Aldabra atolu , Seychelle adaları

      2-4 *Aldabrachelys gigantia hololissa (Günther 1877)
              Seychelle adaları

3- Aldabrachelys grandidieri (Vaillant 1885)
     Madagaskar, (tükenmiş)

Bu isimler , sınıflandırmalar tür alt tür tanımları her zaman kafa  karıştırır. Mesela tüm hint okyanusu kaplumbağalarına Aldabran  kaplumbağası denildiği gibi Seychelle kaplumbağası diye de bahsedilebilir. Gene aynı zamanda Aldabran kaplumbağası ismi  Aldabra atolun da yaşayan  Aldabrachelys gigantia  gigantia alt türünü belirtmek içinde kullanabiliyor. Aynı biçimde Seychelles kaplumbağaları tüm bu gurupları ifade ettiği gibi sadece  Aldabrachelys gigantia hololissa alt türünü ifade etmekte kullanılabilir.  


İnsan tahribatının yanısıra Seycheller deki bitki örtüsü tükendiği için bazı tür ve alt türler 1800 lü yılların ortalarında malesef doğal yaşam da tümden yok olmuşlar. Fosiller , kemikler , anlatılan hikayeler kısaca var olduklarına dair kanıtlar var ama canlı kaplumbağa yok. Bu alt türlerin tamamen tükendiği düşünülürken 1995 yılında  hayvanat bahçeleri gibi sağda solda tutsak olarak bulunan kaplumbağalar içinde kayıp alt türler olabileceği düşünülmüş vearaştırmalar başlatılmış. Zaman içerisinde bulundukları yerlerdenalınıp değişik yerlere götürülen pek çok kaplumbağanın nerden geldiği hangi tür yada alt türe ait olduğu bilinmediği için ince DNA araştırmalarının yapılması gerekiyor.  Bu incelemeler sonunda  bazı kaplumbağaların gerçekten de kayıp yada sayıca çok az kalmış alt türlerin son kalan temsilcileri olduğu anlaşılmış. Lonesome George' un alt türünün başına gelen acıklı duruma düşülmeden duruma müdahele edilmiş neyseki...

Son yıllarda yapılan bu araştırmalar sonucu bugün için 28 i tutsak olan 37 yetişkin  Aldabrachelys gigantia hololissa alt türü tanımlanabilmiş.. Tutsak derken hayvanat bahçelerinde yada çeşitli kişilerin elinde olan , yani bir sahibi olan canlıları kastediyorum.


Aldabrachelys hololissa (Günther 1877)
Seychelle kaplumbağası


Aldabrachelys gigantia hololissa için bir Ghost adasında bir çoğaltma çabası sürdürülüyor. 2 dişi 3 erkek toplam 5 yetişkin kaplumbağa bu adada kendilerine tahsis edilen bir bölgede koruma altında yaşıyor.

Gene diğer bir ada da (Cousine islands) 8 yetişkin Aldabrachelys gigantia arnoldi  (Bour 1982) alt türü çoğalmaları ve doğaya   adapte olmaları amacıyla vahşi ortama salınmış. Yetişkinlerin yanı sıra son yıllarda elde edilmiş sayısını tam bilemediğim çok sayıda yavru Seychelle kaplumbağaları da koruma altında.

Bu alt türlerden olduğu düşünülen diğer bazı kaplumbağaların  durumu ise daha kesinlik kazanmış değil. La Digue adasında yaşamakta ve ada dışından geldikleri bilinen bir kaplumbağa kolonisi var.  Birde meşhur kara kaplumbağaları yazım da bahsettiğim Atlantik okyanusun daki St Helana adasın da yaşamakta olan 181 yaşındaki Jonathan var.

Jonathan'ın da bu sayıca az olan alt türlerden olabileceği düşünülüyor ama bunlar kesin bir bilgi değil. Sanırım bu işler için daha ince detaylı bir DNA araştırması gerekiyor. Zaten ne kadar araştırırlarsa kaplumbağa taksonomi listesi bir o kadar karışıyor.

IUCN (International Union for Conservation of Nature) Türkçesiyle Uluslararası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliğinin tehlikedeki türleri açıkladığı kırmızı listesinde hem sulcata hemde Aldabra kaplumbağalarının durumu (VU) yani vulnerable (Hassas) olarak belirtilmiş. Seychelle kaplumbağalarını ise (EW) Extinct in the Wild (vahşi doğada tükenmiş) olarak belirtiyor. Galapagos kaplumbağalarının durumunu zaten yazmıştım.

Hint okyanusu adalarında ki kara kaplumbağaları da geçmişte insanların tehdidi altındaydılar. Tıpkı Galapagos takım adalarındaki kaplumbağalar gibi Aldabra kaplumbağaları da aç gemicilere yiyecek
oluyordu. Bir ara nerdeyse tükenmiş sayılabilirlerdi. Son zamanlar öle bir hal almış ki adaya çıkan denizcilerin tek bir kaplumbağa bulmak için 3 gün arandıkları olurmuş. Şimdilerde yaşadıkları atol koruma altında. Dev kaplumbağalarda yeniden eski sakin yaşamlarına geri dönmeye ve hızla çoğalmaya başladılar. Ama şimdiler de bambaşka bir tehdit ortayaçıktı. İklim değişikliği sonucunda kutupların erimesi olasılığı ve bunun sonucunda da denizlerin yükselmesi riski.

Hiçbir kayda değer yükseltisi olmayan Seychelle adalarının tümden yükselecek okyanus suları altında kalma riski var. Dev aldabra kaplumbağalarının en çok sayıda yaşadığı ve adını aldığı Aldabra atolunun en büyük yükseltisi sadece 8 metre.

Aldabra adası aslında Kribatiden sonra dünyada ki en büyük 2. atol. 155.4 km2 yüzölçümü var (Büyük ada 5.4 km2) Bu yüzölçüm ona çok farklı bir fauna kazandırmış. 1960 lı yıllarda bir ara İngiltere adaya uçak pisti yapmaya kalkmış ama doğa bilimcilerin adanın özgün canlıları için gösterdiği büyük tepkiler nedeniyle mecbur kalıp vazgeçmişler. Seycheller 1976 yılında bağımsızlığını kazanmış 1982 yılında atol World Heritage Site yani Dünya miras alanı ilan edilerek insan yerleşime kapatılmış ve koruma altına alınmış.

Seycheller deki meskun diğer bazı adalar da kaplumbağa kolonileri bulmak mümkün ama bunlar plantasyonlar da kontrol altında tutulan tutsak koloniler. Sadece Aldabra adasındaki kaplumbağalar doğal yaşam formasyonunda da korunmaya çalışılıyor.

Sychellere ait Birds adasında Esmeralda adında bir Aldabra kaplumbağası yaşamakta.Bu dev kaplumbağa yaklaşık 170 yaşlarında ve 178-180 yaşlarında olduğu düşünülen Jonathandan sonra yaşayan en yaşlı kaplumbağa olarak biliniyor. Esmeralda hakkında ilginç ama doğruluğu ispatlanamayan bir hikaye var. Anlatılanlara göre 1808 yılında bir gemi Birds adasında batmış. Gemiden kurtularak adaya çıkanlar batık enkazından bir sal yaparak Seychellerin en büyük adası Maheye geri dönmüşler. Gemi enkazında kurtulmayı başaran bir seychelle kaplumbağası ise ada da kalmış.Tek başına yaşayan Esmeralda nın işte bu kaplumbağa olduğuna inanılıyor.
Benden anlatması :)

Esmeralda şu anda ada daki bir otelin bahçesinde tek başına yaşadığı yazılmış. Sanırım ona anne olma hakkı hiç verilmemiş. Bu yaştan sonrada artık herhalde çok geç.


Esmeralda Aldabra kaplumbağası


Esmeralda dişi olduğu için olsa gerek Jonathandan daha iri hatta 1990 guiness rekorlar kitabına 298 kilo ile yaşayan en büyük kara kaplumbağası olarak geçmiş. 1995 yılında 304 kiloya ulaşmışsa da 1996 yılında bu rekorunu Florida da yaşayan erkek Galapagos kaplumbağası Goliath'a kaptırmış. Goliath ın rekoru 385 kilo.

Dev kaplumbağalar hakkında bir yazı yazmak istiyordum ama biraz fazlaca daldan dala atladık galiba.

Bir gün , bir daha ki konuda görüşmek üzere. :)

Kaplumbağaları koruyun.
Örneğin satın almayın onları.
Değersiz diye anılan sıradan bitkiler ve sevmediğiniz böceklerde 

dahil , tüm canlıları koruyun.

Çünkü aslında onlar , sizin yaşamınızı korumak için var.


Fakat bu demek değil ki hepsini keselim biçelim kendimize 

cinsel güç iksiri yada güzellik kremi yada süslü püslü giysiler 
yapalım. Böylece daha iyi yaşayalım.

Onlar bu biçimde değil.

Ancak doğada özgürce var oldukları zaman koruyabilirler bizi.
Ekolojik dengeyi korurlar , sizi korurlar..

Kafası çalışan çok az sayıda bilim adamı bunu biliyor
ve mücadele ediyor.

Büyük çoğunluk ise incir çekirdeğini doldurma derdinde.

Cumartesi, Ağustos 11, 2012

1915 Çanakkale Gazisi Kaplumbağa Blake

Yeni bir kaplumbağa hikayesi daha açığa çıktı.
Hemde bu sefer başrolde bizim kaplumbağalarımızdan biri var. Çanakkale savaşı esnasında 1916 Gelibolu' dan başlayıp 2012 yılında İngiltere' nin Norfolk şehrinde devam eden uzun bir hikaye. Pes diyorum artık ama , her zamanki gibi gene İngilizler var bu hikayenin içinde de.

Marrion Skinner isminde bir İngiliz kadın 1983 yılında dişi bir kaplumbağa ararken Marris isminde bir bayan onunla kontak kurarak elinde yaşlı bir dişi kaplumbağa olduğunu ve ona verebileceğini söylemiş. 
Mrs Skinner kaplumbağayı almaya gittiğinde onun dişi değil erkek olduğunu görmüş. Mrs Marris  1915-1916 yıllarında gelibolu savaşına katılan kocasının bu kaplumbağayı askeri çantası içinde Türkiyeden getirdiğini söylemiş. Ölümcül siper savaşlarından , korkunç bombardımanlardan kurtulmayı başaran kaplumbağa böylece 1916 yılında İngilterede yeni bir hayata başlamış.

Kaplumbağa Blake 67 yıl Marris çiftiyle birlikte yaşamış. 1916 -1983 yılları arasında o günlerin olanaklarıyla bu işi nasıl başarmışlar öğrenmek isterdim. Sanırım hakkında bir bilgi olmayan Mr Marris vefat edice artık iyice yaşlanan eşi de kaplumbağaya daha fazla bakamayacağını anlayarak onu Skinner a veriyor. 




 Kaynak : Dailymail


  Kaynak : Dailymail


  Kaynak : Dailymail


  Kaynak : Dailymail


20 den fazla kaplumbağası olan Marion Skinner' da Kaplumbağa Blake' e bugüne kadar bakmış.Ama 67 yaşında emekli olunca tüm kaplumbağalarını başkalarına dağıtmaya başlamış. Elinde en son kalan kaplumbağa 100 yaşından yaşlı olduğu tahmin edilen Çanakkale savaş gazisi kaplumbağa Blake olmuş. Mrs Skinner özel bakıma ihtiyaç duyduğunu belirttiği yaşlı ama sorunsuz kaplumbağasına özenle bakacak bir başkasına vermek istiyor. İngiliz kaplumbağasever  "Blake hayata başladığı kendi  topraklarına Gelibolu doğasına dönerse bu çok müthiş birşey olur" diyor.

Bir kaplumbağa daha , büyük homosapiens savaşlarının yaşandığı 20 ci yüzyılı devirerek anlamsız savaşlarda birbirlerini öldürenlere inat yaşamaya devam ediyor.

Kaynak : http://www.dailymail.co.uk/news/article-2186409/Tortoise-brought-soldiers-kitbag-Gallipoli-100-years-ago-looking-new-owner.html

Pazartesi, Temmuz 02, 2012

İstilacı , Yok Edici Tür ; Homo sapiens

Galapagos yazılarım da , adalar daki kaplumbağaların bazı alttürlerinin  aç gemiciler tarafından asırlar boyunca toplandığı için soylarının tükendiğini yazmıştım...Bu katliamlar , bu tür yokedişler geçmişte kaldı , artık olmaz , bitti sanıyorsanız aldanıyorsunuz.

Gerçi aydınlanma çağının ve bilimsel atılımların insanlığı zorakki olarak itekleyen , keşfetmeye yayılmaya ve dolayısıyla yok etmeye zorlayan etkileri ve bunların yan ürünü teknolojik ilerleme devri bitti sayılır. Artık yavaş yavaş çöküş çağlarına giriyoruz.

Fakat gene de şimdiye kadar en az bir 50-60 yıldır yaşadığımız , kolay iletişim , radyo , televizyon ve en son içinde yaşadığımız internet gibi her tür bilgiye kolay ulaşma çağında dahi insanlar azıcıkta olsa bilinçlenmediler !

Alın size günümüzden bir örnek.
Büyük insanlıktan ufak bir pencere açarak , deniz kaplumbağalarına bakalım.

Burası Costarica , Olive Ridley turtles  (Lepidochelys olivacea)  ve  Leatherback turtles (Dermochelys coriacea) Deri sırtlı deniz kaplumbağası türü deniz kaplumbağalarının sahile çıkıp, yumurtalarını gömdükleri sahilleri var.
Bildiğiniz gibi deniz kaplumbağaları akciğer solunumu yapmalarına ramen sadece yumurtalarını kumsala gömebilmek için yılda bir kere sahile çıkıyorlar geri kalan tüm zamanları denizde geçiyorlar.




Her sene o gece geldiğin de deniz kaplumbağaları binbir zahmet kumsala çıkıyor , zor bela çukur açıyor ve yumurtalarını içine bırakıyorlar. Sonra onları saklamak için üstlerini örtüp gün ağarıp güneş çok fazla yükselmeden hemen denize dönüyorlar. Bu esnada kaplumbağaların gözleri hiçbir şey görmez hatta düşmanlarını bile. Bir an önce yumurtalarını uygun bir yuvaya bırakmak o an tek ilgilendikleri konudur.

Peki onlar yumurtalarını bırakırken başka neler oluyor dersiniz.
Kaplumbağaların denizden çıkmasını bekleyen yerel halk anında kumsala doluşuyor. Saygısızca ve düşüncesizce yumurtaları toplamaya başlıyorlar...




Yumurtaları toplayan kişilere bakınca bunun açlıktan , fakirlikten yada yaşayabilmek için mecburen yapılmış bir toplama olmadığını hemen anlıyorsunuz. Bu sadece 3-5 kuruş para için yapılmış terbiyesiz bir yağmacılıktır


 Bu kadın kaplumbağanın yumurtalarını daha o binbir zahmet yumurtlarken topluyor





Yumurtaları topluyor , çuvallara doldurup satmaya götürüyorlar . Nerde kullanılıyor bilemiyorum. omletmi yaparlar , pastahanelere mi satarlar , artık ne yapıyorlarsa...

Bu kumsalda kaplumbağa yumurtalarını kurtarmaya çalışan kuruluşlarda var. Ne yapıyorlar biliyormusunuz ? Bu toplanan yumurtalardan bazılarını bu hırsızlardan geri satın alıp yeniden koruma altındaki yerlerde yuvalara gömüyorlar. Kaplumbağa yavrularının kuluçkadan çıkarak denize ulaşmasını sağlıyorlar. Şaka gibi değilmi ? Otorite insanlara yumurta toplamak yasak onlar size ait değil toplayamazsınız diyemiyor. Onlar yağmalıyor siz bir kısmını geri satın alıyorsunuz...

Deniz kaplumbağaları tehdit altındaymış sayıları çok azalmışmış , kimin umurunda. Yıl ha 1012 olmuş ha 1712 yada 2012 ne fark var. İnsanlar hala aynı zekadalar. Dünyaya bakış açımız da görsel makyajdan başka hiçbir gelişme yok. Hatta tam tersine aşırı nufus artışı nedeniyle gerileme var bile denilebilir.

Varlığı abartılmış insanlık sadece 3-5 kuruş paranın ve kolay yağmanın peşinde...
1 karış ötesini göremiyor , anlayamıyor , bilemiyor..
Küçücük çıkarları için bırakın dünya canlılarını , kendi neslinin geleceğini mahvettiğini bile algılayamıyor.
Yapamıyoruz yapamayacağız.
Asla anlayamayacağız.
Tükenene kadar devam edeceğiz....

Fotoğrafların kaynağı:
http://www.noble-house.tk/html/engels/Fishes/Massive_theft_and_sale_of_sea_turtle_eggs_in_Costa_Rica.html

Galapagos Takım adalarının Dev Kaplumbağaları

Galapagos takım adalarının dev kaplumbağaları şu an için 15 alt tür olarak kabul ediliyor. Şu an için diyorum çünkü ben 2008 de Galapagos adalarının hikayesini yazarken bu sayı 14 olarak geçiyordu. Bunlar aynı türün yaşadıkları farklı ortamların doğal şartlarına göre boyut , kabuk tipi ,veya kabuk rengi  farklı vücut formlarında evrimleşmiş alt türleri.

"Tam bu noktada internet te rasladığım pek çok hatalı bilgi sebebiyle sonradan bir uyarı eki koymayı gerekli gördüm. Galapagos dev kaplumbağaları diye bahsi geçen alt türler su kaplumbağası değildir. Bunlar kara kaplumbağası alt türleridir. Galapagos da deniz kaplumbağaları da vardır o ayrı bir konu. Örneğin Galápagos green turtle (Chelonia mydas agassisi). Yeşil deniz kaplumbağasının (Chelonia mydas) bir alt türüdür. Yazıda onlardan bahsetmiyorum. " (04.07.2012)

Yaklaşık 2 asır boyunca aç gemiciler tarafından yiyecek maddesi olarak görülüp toplandığı  için bu 15 alt türün 4 ü yaklaşık kesin olarak yok olmuş durumdaydı. Pinta adasındaki kıyımdan kurtulmayı başarabilmiş tek kaplumbağa Lonesome George un da arkasında soy bırakmadan ölmesiyle yok olan alt tür sayısı 5 e çıktı.
Charles Darwin 1835 yılında adaya geldiği zaman dahi bazı türler tükenmiş durumdaydı zaten. Örneğin Darwin , Florena kaplumbağası  Chelonoidis nigra nigra (Quoy & Gaimard 1824) alt türünde canlı bir örnek görememiş sadece kalıntılar bulabilmişti.

Haritaya bakarsanız daha kolay anlayacaksınız , ufak boyuttaki adalara ait alt türlerin bu kıyımda hiç şansı olmamış. Tahminen bunun 2 nedeni var. Kaplumbağaların büyük adalar da bulunup yakalanmaları ve gemilere taşınmaları ufak adalara göre çok daha zahmetli. Bu yüzden büyük adaların denizden uzak yerdeki kaplumbağaları kıyımdan kurtulmuş. En büyük ada olan İsabela adasında 5 alt tür bulunuyor. Bugün hepsi soylarını devam ettiriyorlar. 2 ci neden takım adaların kaplumbağaları bulundukları ada koşullarına göre evrimleştiği için örneğin göl gibi su kaynağı olmayan vede yükseltisi olmadığı için çok daha az yağış alan kurak ve bitki bakımında çorak adalar daki kaplumbağalar nispeten daha ufak boyutta evrimleşmişler. Daha az su , daha az yeşillik , çok daha zor yaşam koşulları onları ufak bir bedensel formda evrimleştirmiş..Bu ufak alt türler aç gemiciler tarafından ilk hedef olmuş ve daha kolay taşınmıştır gemilere.

Bu yok oluşun arkasındaki diğer bir sebepte istilacı türlerdir. Bu o bölgenin doğasına ait olmayıp dışardan suni yollarla getirildikleri için dengeyi kolayca bozan canlılara verilen genel bir ad.  Adalara insanlar tarafından düşüncesizce salınan keçiler , domuzlar evcil kedi ve köpekler ve hatta tahmin bile edemeyeceğiniz eşekler doğal düşmanları olmadığı için kolayca çoğalmış bitki örtüsüsü tahrip ederek yada bazı türleri vahşileşip iguanaları avlıyarak ekolojik dengeyi kaplumbağaların ve diğer Galapagos canlılarının aleyhine bozmuşlardır.  Bu durum zamanla , gerektiği gibi beslenemeyen kaplumbağaların sayıca azalmasına kolonilerin zayıflamasına yol açmıştır. Adalar uzun zamandır bu istilacı türlerden temizlenmeye çalışılmaktadır. Lonesome George un doğal yaşam alanı olması gereken Pinta adası ancak 2003 yılında  adanın hakimi keçilerden temizlenebilmiştir..

Bu temizleme yani yok etme operasyonları da kendi başına ayrı birer katliamdır bana göre. Gerekli bile olsa.. Kaç keçi, kaç vahşi köpek , kaç vahşileşmiş kedi yada eşek öldürüldü bilinmiyor. Bu onların suçu değildi. onlar sadece insanlar tarafından terk edildikleri pekte uygun olmayan bir coğrafyada yaşamaya çalıştılar o kadar.

Galapagos kaplumbağalarının adalara nasıl geldiği ve irili ufaklı bütün adalara nasıl dağıldığı henüz çözülemedi .Büyük bir ihtimal bir biçimde ana kıtadan gelmiş olmalılar. Milyonlarca yıl rahatsız edilemeden yaşadılar ve her biri kendi yaşam alanının doğal özelliklerine göre yavaş yavaş farklı görsel biçimsel özelliklerde evrimleştiler. Ortalama yaşam ömürleri 100 yılı aşıyor. Tespit edilmiş en uzun yaşam ömrü 152 yıl. Ortalama ağırlıkları büyük türler için 200-215 kilo civarında . Bazı alttürler nispeten daha ufaklar , onlar bu kilolara ulaşamıyor.



ALT TÜR LİSTESİ

Chelonoidis nigra abingdoni (Günther, 1877)
Abingdon island tortoise , Pinta island tortoise
Doğal yaşam alanı Pinta adası
Koruma durumu Tükenmiş
Lonesome George bu alt türdendi...

Chelonoidis nigra becki (Rotshscild 1901)
Volcan Wolf tortoise
Doğal yaşam alanı Isabela adası volf volkanı çevresi
Koruma durumu  Hassas 
Bilinen canlı sayısı 1139

Chelonoidis nigra chathamensis (Van Denburg 1907)
Doğal yaşam alanı Chatham (San Cristobal) adası
Koruma durumu Hassas
Bilinen canlı sayısı 1824

Chelonoidis nigra darwini (Van Denburgh 1907)
Doğal yaşam alanı James (Santiago) adası
Koruma durumu Tehlike altında
Bilinen canlı sayısı 1165

Chelonoidis nigra duncanensis (Garman 1917)
Doğal yaşam alanı Duncan adası
Koruma durumu Doğal yaşam alanında tükenmiş

Chelonoidis nigra guentheri (Baur 1889)
Sierra Negra tortoise
Doğal yaşam alanı Isabel adası Sierra Negra volkanı çevresi 
Koruma durumu Tehlike altında
Bilinen canlı sayısı  694

Chelonoidis nigra hoodensis (Van Denburg 1907)
Hood (Espanola) islands tortoise
Doğal yaşam alanı Hood (Espanola) adası 
Koruma durumu Kritik Tehlikede
Bilinen canlı sayısı 860

Chelonoidis nigra microphyes (Gunther 1875)
Volcan Darwin tortoise
Doğal yaşam alanı  Isabela adası  Darwin volkanı çevresi
Koruma durumu Hassas
Bilinen canlı sayısı 1818

Chelonoidis nigra nigra (Quoy & Gaimard 1824)
Charles (Florena) islands tortoise 
Doğal yaşam alanı  Charles ( Florena) adası
Koruma durumu Tükenmiş

Chelonoidis nigra porteri  (Rothschild 1903)
Doğal yaşam alanı Santa Cruz adası
Koruma durumu Tehlike altında 
Bilinen canlı sayısı 3391

Chelonoidis nigra vandenburghi (De Sola 1930)
Volcan ascedo tortoise
Doğal yaşam alanı Isabela adası Ascedo volkanı çevresi
Koruma durumu Hassas
Bilinen canlı sayısı 6320

Chelonoidis nigra vicina (Gunther 1875)
iguana cove tortoise
Doğal yaşam alanı Isabela adası cerro Azul volkanı çevresi
Koruma durumu Tehlike altında
Bilinen canlı sayısı 2574


TARTIŞMALI SOYU TÜKENMİŞ ALTTÜRLER

Bu alt türlerde canlı bir örneğe raslanamıştır ama var olduklarının kanıtı olan kemikler ve kabuklar gibi kanıtlar bulunmuştur ayrıca eski zamanlarda bu alt türlere tanık olanların kayıtları da vardır

Chelonoidis nigra phantastica (Van Denburgh 1907) 
Ferdinanda (Narborough) islands tortoise

Santa fe islands tortoise

Chelonoidis nigra wallacei (Rotschild 1902)
Rabida islands tortoise

Kaynak: wikipedia




KORUMA DURUMU
Koruma durumu hakkında kabaca bir bilgi vermem gerektiğini düşünüyorum. Canlılar şu şekilde listeleniyor. 3 ana grup var. Tükenmiş , Tehdit altnda ve Düşük risk. Tükenmişler için yapabileceğimiz bir şey yok , onları sonsuza kadar kaybettik. Tehdit altında olanlar ise bildiğimiz CİTES kırmızı listesine girenler.

SOY TÜKENMESİ
Soyu Tükenmiş - Extinct
Doğal Yaşam Alanında Soyu Tükenmiş  - Extinct in the Wild

TEHDİT ALTINDA
Kritik Tehlikede - Critically Endangered (CR)
Tehlikede - Endangered (EN)
Hassas - Vulnerable (VU)

DÜŞÜK RİSK
Neredeyse tehdit altında
Asgari endişe


Pazartesi, Haziran 25, 2012

Lonesome George Öldü (?? - 24.06.2012)

Evet maalesef , Galapagos takım adaları Pinta adası alttürü olan ve kendi türünde dünyada tek kalan Lonesome George hayatını kaybetti. Yaklaşık 100 yaşında olduğu ve daha uzun zaman yaşayabileceği düşünülüyordu. Baba olabilecek mi , Galapagos da adaların doğasını koruma faaliyetleri gösteren  insanlar acaba onu üremesini sağlayabilecek ve bu alt türü yeniden doğaya kazandırabilecek mi derken aniden ölüm haberini aldık. O insan istilasının ve aç gözlülüğünün yok ettiği canlıların yaşayan bir simgesiydi , şimdi gerçeği oldu...



Bu ölüm , evrimle milyonlarca yılda oluşan bir alt türün sonsuza kadar yok olması demek.

Lonesome George un ( Yalnız George) ilk görüldüğü yıl 1971. O sene Pinta adasın da araştırma yapan bir Macar doğa bilimci yalnız bir kaplumbağa gördüğünü rapor ediyor. Pinta adası kaplumbağalarının artık var olmadığı düşünüldüğü için bu çok heyecan verici bir olaydır. 1972 yılında adaya giden bilim adamları dev kaplumbağayı merkeze yakın özel bir alana getirerek özel koruma altına alıyorlar. Uzun yıllar boyunca Pinta adasında daha başka kaplumbağalar bulmak amacıyla yapılan umutlu araştırmalardan bir sonuç çıkmayınca onun türünün tek örneği olduğu anlaşılmıştır.

1992 yılında ona yeni bir yaşam alanı yapılıyor ve üremesi amacıyla en yakın alt tür olduğu düşünülen İsabela adası Wolf yanardağı kaplumbağalarından (C. becki) 2 dişi bu alana bırakılıyor. Fakat tüm beklentilere karşın , kim bilir kaç yıl Pinta adasında tek başına yaşayan Lonesome George bir türlü dişi kaplumbağalarla çiftleşmiyor. Daha sonra yapılan detaylı genetik araştırmalar da aslında Espanola adası kaplumbağalarının (C.hoodensis) daha yakın bir alt tür olduğu ortaya çıkmıştır. Bu seferde bu alt türden 2 kaplumbağa alan bırakılmış ama 2 kere dişi kaplumbağaların yumurtladığı tespit edilmiş olmasına ramen gene sonuç alınamamıştır.

Yalnız George un yaşam alanı son yıllarda adaya gittikçe artan sayılarda gelen turistlerin ziyaret yeri yapılmıştı. Dev Pinta adası kaplumbağası geride alt türünü devam ettirecek yavru bırakamadan sessizce aramızdan ayrıldı.

Belki 2 asır boyunca adalar daki kaplumbağaları tükeninceye kadar avlıyan , soylarını yok eden, ama diğer yandan kendini dünyanın efendisi sanan büyük Homo sapiens adına bir büyük utanç daha..



Hakkında o kadar yazı yazdım ama , o artık yok. İnternette birkaç resim , bir kaç satır yazı o kadar.
Şu an ona George diye bile hitap etmek istemediğimi fark ettim.
Sanki sömürgecilerin taktığı bir ismi gibi geldi..

Elveda dev Pinta adası kaplumbağası.


Not: Bu ölüm haberi pek çok yerde hatalı verildi. Galapagos adası dev su kaplumbağası öldü denildi.
Lonesome George su kaplumbağası değil kara kaplumbağasıdır. Diğer Galapagos dev kaplumbağaları diye geçen alt türlerde kara kaplumbağasıdır..

Pazartesi, Ocak 23, 2012

KARA & SU KAPLUMBAĞASI ALMAYIN



Neden su yada kara kaplumbağası almayın diyoruz.
Çünkü yanlış.
Hemde çok büyük bir yanlış.

Kara + Su kaplumbağaları , evler de akvaryumlar da yaşamaya uygun canlılar değiller.

Size ne düşünürseniz düşünün...
Kim ne derse desin...
Kim hangi akvaryum daki hala yaşayabilen kaplumbağayı örnek gösterirse göstersin...
İnanmayın...

Yanlış...

Biz bu yanlışlığa bilmeden başladık , doğruyu sonra anladık.
Ben bilinçsizce kaplumbağa alırken forumlar da beni uyaracak tek bir kaplumbağa almayın yazısı yoktu.
Dolayısıyla bunun nedenini açıklayan tek bir yazı da yoktu.

Yanlışımı sonra anladım
Yanlışlığı anladım.
Kaplumbağalar sessizce ama yağmur gibi ölüyorlardı.
Kimse onların sessiz ölüm çığlığını duymuyordu.

Türkiyede bu konuyu forum mesajının ana konusu yapan , ilk defa almayın diye yazan kişi benim.
Bunu ben , ben , ben demek için narsist bir yaklaşımla yazmıyorum.
Ama bu konuda bir yazı görseydim okur o an ki düşüncelerimden daha farklı düşünür ve almazdım..

Benden önce , forumlarda ki çeşitli mesajlarda almayın diye cümle yazanlar olmuştur ama bunlar "Ay bunlar çok iş çıkartıyor , çok kötü kokuyor" diyen , daha önce almış , hevesi kaçmış , iş yükünden bıkmış kişilerdi.
Suçsuz kaplumbağaların çektiği sıkıntıyı değil sadece kendi sıkıntılarını düşünüyorlardı.

Ben de forumlara çok değerli bilgiler eklemiş olan , çok saygı duyduğum kişilerin verdikleri bilgilerle başladım bu işe. Tabi doğruların yanı sıra yalan yanlış yazılmış bir sürü yazı da vardı. Hatta bazıları kopya yapıştır yöntemiyle ve içerdikleri tüm yanlışlıklarıyla internete dağıtılmışlardı. Ben de pek çok bilgi ekledim forumlara ,eksik olan kısımları tamamlamaya , bilgi deliklerini yamamaya çalıştım...Bir süre yazdım... Çok yazdım. Ama sonra yazdıkça okudukça yaptığımız yanlışı anladım..

Çirkin , acıklı , ızdıraplı bir gerçek vardı ortada.
Ama doğru yada yanlış yazılmış hiçbir yazı , saklanan o çirkin gerçeği yansıtamıyordu.
Herkes olaya insan gözüyle bakıyordu. Kaplumbağa tarafından bakan pek yoktu.


Kaplumbağalar evlerde eziyet ve acı çekiyor, çok korkuyor ve malesef daha bebecik yaşlar da yağmur gibi ölüyor.
Kimse bu ölümleri umursamıyor , çok doğal birşeymiş gibi görülüyor.
Ne olacak ki kaplumbağa onlar , değerleri sadece 5 tl.
Öleni çöpe atar , yenisini alırım deniyor.

Ölen bir mucizedir aslında. Bir canlıdır. Yaşayan , karnı acıkan , canı acıyan ve korkan bir canlı.
Ufacık olmaları yada her ölen bir kaplumbağa için pet shoplar da satışta daha binlerce su kaplumbağası olması neyi değiştirir ki.
Satıcı bir bayana "Neden kaplumbağa satıyorsunuz" dediğim de "Burası pet shop ne yapayım kadın mı satayım ? Hayvanseverler kaplumbağa bulmak için ormana mı gitsin yani" demişti.

Beğendinizmi bu cevabı.
İşte kaplumbağa satın alınca bu zihniyete destek oluyoruz ve para kazandırıyoruz.
Onların arkasında daha büyükleri , ithalatçılar var. Onlarında arkasında vicdansız üretici çiftlikleri.

Evde kaplumbağa beslemek hayvanseverlik değil..
Hele hele canlıları para karşılığı satmak hiç değil.
O sadece kirli bir ticaret.
Ticaretin girdiği yerde vicdan olmaz..

Para el değiştirecek , kaplumbağalar ölecek.
Kaplumbağalar ölmeye devam edecek ki para el değiştirmeye devam etsin.

Ne satan kişi , nede siz , yani alan kişi onun ölümünü umursamayacaksınız.
Bunu adı hayvanseverlik midir?
Peki sevgimidir ?
Yoksa sonunda minik bir kaplumbağanın öldüğü , geçici bir eğlence yada bir hevesmidir?


Öldürmeyin onları.
Tam tersine koruyun.
Seviyorsanız gerçekten...
Almayın...
Başkasına aldırmayın..

Petshoplara düşen kaplumbağaları zaten kaybettik.
Siz almayın ki daha doğmamış , dünyaya gelmemiş kaplumbağaları kurtaralım bari.
Eğer biz çok almak isterken , iyice düşünüp almaktan vazgeçersek.
Ve almadığımız kaplumbağaların sayısı mesela tüm dünyada toplam 100 bin olursa
100 bin doğmamış kaplumbağayı kurtarmış olursunuz.

Bu bir görev.
Yapmak zorundasınız.

Herkes Antartika sularında balinaların yaşamı için Japon balina avcı gemileriyle mücadele edemez.
Herkes dünyanın bir yerinde petrole bulanmış bir deniz kuşunu yada pengueni temizlemeye fırsatı bulamaz.
Herkes Afrika ormanlarındaki gorillerin yok olmaması için gece gündüz onlarla birlikte yaşayamaz.
Kimi bu işlere vakit yada nakit bulamaz , kimi taa oralara gidemez , kimi de çok istese bile bunu yapamaz.

Ama işte bu saydıklarımı yapamasanız bile çok basit başka birşey yapabilirsiniz.
Dünya doğasına saygı göstermek , korunması gereken dünya canlıları korumak adına birşeyler yapabilmek için.
Kendi çapınızda ufak ama önemli birşey yapabilirsiniz.
Su kaplumbağası almayabilirsiniz yada bir başkasına aldırmayabilirsiniz.

Bunu yapabilirsiniz.
İzah edin , anlatın , engel olun.

Minicik Kaplumbağaları koruyun ve başkalarına da onları korumayı öğretin.

Onlar satılacak mal değil.
Onlar çocuklarınıza oyuncak değil.
Onlar akvaryumda yaşamaya uygun canlılar değil.
Onlar canlı.

Evleriniz de o daracık pis akvaryumlar da yok yere ölmesinler

Kendinize yalan söylemeyin.
Ben çok iyi baktım ama öldüler.
Onları çok sevdim ama malesef hasta olup öldüler.
Onlar için herşeyi yaptım ama gene de öldüler.
Zaten öleceklerdi benim suçum ne.
Bilmiyordum ne yapacağımı , bilseydim ölmezlerdi.
Demeyin...

Bunlar bahane
Suç sizindir.

Yukardaki fotoğrafı gördünüz mü ?
Bebek su kaplumbağasını akrilikle kaplamışlar masa süsü - kağıt ağırlığı yapmışlar
Nasıl bir yaratık bunu yapar.
Nasıl bir başka yaratık ta , onu alıp süs diye masasına koyar.
Benim aklım almıyor ama şu dünyada insanım diyen birileri bunu yapıyor.

Sevgiyle de olsa bir su kaplumbası alıp fanusa koyduğunuzda sizinde yaptığınız 3 aşağı 5 yukarı işte budur.
Onları akrilikle kaplayanlar yada havuzlarda üretip kolilere doldurup satanlar. Bu kanlı ticaretin aynı tarafındaki aynı adamlar.Vicdansız satıcılar. Bu ticaretin diğer tarafında siz varsınız , yani duyarsız alıcılar.

Hoşunuza gitti mi ?

ALMAYIN
MİNİCİK MASUM KAPLUMBAĞALARIN EVLERDEKİ BİOLOJİK İDAM SÜRECİN DE ONLARI ÇOK SEVEN GARDİYANLARI OLMAYIN.

Pazar, Ocak 08, 2012

Su Kaplumbağalarının Anlatılmayan Hikayesi

Resmin Kaynağı www.udadennie.com


Bu yazıyı 2008 yılında forumlar da yayınlamak için yazmıştım. Eski Hard Diskimi kurcalarken karşıma çıktı buraya ekliyorum. Okurken lütfen yazım tarihini dikkate alın.


Su kaplumbağalarının hikayesini biliyormuydunuz ? Size onların Amerika birleşik devletlerinin güney eyaletlerindeki nehirlerde mutlu mesut yaşarken bugün ticareti yapılan bir köle durumuna nasıl düştüklerini anlatayım.

İlk defa 1940 yılında bazı kişiler Louisiana ve Mississippi eyaletleri arasındaki nehir kıyıların da dolaşarak kırmızı yanak su kaplumbağası yuvalarından yumurtaları toplamışlar ve bu yumurtalardan çıkan bebek su kaplumbağalarını satışa sunmuşlar. Pazar tutmuş ve talep hızla büyümüş bunun üzerine de yumurta toplama işinden üretime geçerek su kaplumbağası çiftliklerini kurmuşlar. Tabi çiftlikler kurulunca doğal olarak tüm acımasızlığı ile doğadan damızlık su kaplumbağası toplamaya başlanmış hatta öyleki çiftliklerin olduğu bölgelerde vahşi doğada tek bir cinsel olgunluğa erişmiş su kaplumbağası bile kalmamış. Çünkü neredeyse hepsi doğadan toplanmış ve çiftliklerin suni göletlerine konulmuş. 1960 lı yıllarda çok sayıda çiftlik yılda 12 milyon su kaplumbağasını üreterek Amerika içinde satar duruma gelmiş. Bu yıllarda bir miktar su kaplumbağası da dış pazarlara Avrupa ve Japonyaya satılmaya başlanmış.

1975 yılı su kaplumbağası ticaretinde bir dönüm noktası çünkü 1 yıl içinde Amerikada meydana gelen çeyrek milyona yakın salmonella vakasındaki başrolun su kaplumbağalarına ait olduğunu gören Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ( FDA) Amerikan sınırları içinde bebek su kaplumbağası satışına yasak getiriyor. Şu meşhur 4 inch kuralı işte bu esnada konuluyor. Bu yasağın sanıldığı gibi tıbbi bir açıklaması yok. FDA 4 inch yani 10 cmden küçük bebek su kaplumbağası satış yasağını çocukların bu boyuttan daha ufak kaplumbağaları ağızlarına sokabilme riskinin olması nedeniyle koymuş ama kaplumbağalar 10 cmden büyük olursa bu risk oldukça düşüyor. Aslında bende bu 4 inch kuralı için neler düşünmüştüm ama sebep bu kadar basit.

İşin aslı eğer olayı derinliğine düşünecek olursak bu kadarda basit değil. Su kaplumbağası satışı sadece minik bebek su kaplumbağalarının o dayanılmaz şirinliğine ve ucuzluğuna dayanıyor. Yani siz 10 cm den küçük su kaplumbağası satılamaz dediğiniz zaman işte bu öldüren cazibeyi ortadan kaldırmış oluyorsunuz çünkü pek çok kimse 10 cm den büyük su kaplumbağası almak istemiyor.

Geriye doğru dönün ve su kaplumbağası besleme işine nasıl başladığınızı bir düşünün. İnanılmaz şirin minik yeşil bıcırıklar , palmiyeli bir fanus ve bunlar fazla büyümez günde sadece 1 yem ver diyerek açıkça sizi kandıran bir satıcı. Tekrar düşünün kaplumbağalar 10 cm den büyük olsaydı alırmıydınız yada basit bir fanusta sorunsuzca ve masrafsızca büyüyeceğine inanırmıydınız.

Sonuçta iç pazar kapıları kapanınca su kaplumbağası üretici çiflikleri konuyu pek dert etmiyorlar çünkü var güçleri ile dış pazarlara dönüyorlar. Avrupa Çin ve Japonya başlıca pazarları oluyor. Çin pazarı biraz farklılık gösteriyor çünkü çinliler su kaplumbağalarını sadece evde beslemek için değil daha ziyade yemek için alıyorlar. Amerikan üreticileri tanesi 1 dolardan asya pazarına ve dünyaya büyük miktarlarda kaplumbağa satabildikleri için FDA yasağından etkilenmiyorlar.

Fakat işler hep böyle gitmiyor ve değişmeye başlıyor. Çinliler kendi ülkelerinde amerikan menşeili kırmızı yanak su kaplumbağası üretim çiftlikleri kurmaya hatta ufak partiler halinde dünyaya su kaplumbağası satmaya başlıyorlar. Bu su kaplumbağası üretim işinin püf noktası yıllık üretilebilen su kaplumbağası adedi çünkü maliyet tamamen buna bağlı. Çinliler kendi çiftliklerini kursalar bile hala Amerikan üretiminden çok büyük partiler halinde kırmızı yanak su kaplumbağası almaya devam ediyorlar. Bu doymayacakmış gibi gözüken büyük pazardan faydalanmak isteyen yeni girişimciler sayesinde Amerikadaki üretici çiftliklerin sayısı 60 a kadar ulaşıyor. Kaplumbağalar dışında bu ticaretten herkes mutlu. Durmayan daralmayan karlı bir ticaret içinde sürekli su kaplumbağaları üretiliyor eğer üretimde bir açık oluşursa hayvan sevgisi , çocuklarda sorumluluk duygusu yada bu işten geçimini sağlıyan şu kadar aile filan gibi süslü ve makul bahaneler uyduruluyor doğadan yeni damızlık kaplumbağalar toplanıyor , yavrular paketlenip tüm dünyayaya satılıyor paralar kazanılıyor , ve bu çark durmaksızın dönüyor. Pazar durmuyor çünkü kaplumbağalar satıldıkları aynı hızla hızla evlerde fanuslarda akvaryumlarda ölüyorlar.

1997 yılında üretici çiftlikler bu sefer dış pazardan bir darbe daha alıyorlar AB topluluğu içindeki birçok ülke kırmızı yanak su kaplumbağasının ülkeleri içine girmesini yasaklıyor. Ama yasağın sebebi salmonella değil kırmızı yanak su kaplumbağalarının bir süre sonra onlardan sıkılan alıcılar tarafından doğal hayata atılmaları. Petshoplarda satılan ve doğaya atılan kaplumbağa sayısı öylesine çok ki Avrupa doğasında zorda olsa tutunmayı başararak yayılmacı , tahribat edici bir tehdit oluşturmaya başlamaları üzerine Avrupalılar su kaplumbağalarına ithalat yasağı koyuyor.

Bu yıllarda dahi Çindeki doymayan müthiş pazar Amerikan çiftliklerini ayakta tutmaya yetecek ticareti hala sağlıyor ama ancak 2004 yılına kadar. Çünkü karamanın koyunu sonra çıkar oyunu gibi çinli alıcılar 2004 yılı geldiğinde pat diye birdenbire alış yapmayı tümden kesiyorlar. Ve dünya pazarlarına Amerikan endüstrisinin asla başaramayacağı bir fiyattan tanesi 20 cent ten büyük sayılarda su kaplumbağası sunuyorlar. Amerikalılar kendi tabirleriyle aniden duvara çivilenmiş gibi oluyorlar. Yılda 8-10 milyon satış yaptıkları o büyük pazar artık olmadığı gibi üstüne üstlük artık karşılarında ulaşamayacakları bir fiyattan kaplumbağa üreten büyük bir üretici güç vardır. Düşün ki Amerikalı çiftçiler bu yıl 12 milyon su kaplumbağası üretebilirken çinliler 20 milyon adet üretiyorlar.

Peki bu 32 milyonluk ninja ordusuna sonra ne oluyor derseniz ...Yok yok demezsiniz çünkü gidip bir iki tane almıştınız. Petshopa gelen su kaplumbağaları mutlaka satılırlar. Malesef kaderleri bu. Hobiye başlangıç hayvanı durumundalar pek çok hobici işe önce su kaplumbağası ile başlıyor çünkü çok şirin ucuz ve basit geliyorlar. Daha ne olsun bundan daha iyisi şamda kayısı ..(mı acaba.)

Şimdi Amerikalılar panikte çünkü ellerinde satamadıkları milyonlarca adet su kaplumbağası kaldı onlarda tek çare olarak Amerikan kongresinde atağa geçtiler. Üretici çiftliklerin oluşturduğu birlik şimdi FDA ile karşı karşıya. Lobi yaparak salmonella tehlikesinin artık 1975 lerdeki gibi risk oluşturmadığı gelişen teknoloji ve tıbbın bu riski azalttığı , salmonelladan arındırılmış kaplumbağa üretilebileceği konusunda FDA ve kongreyi iknaya çalışıyorlar. FDA şu an hala direniyor ve kararından yumuşayacak gibi de gözükmüyor. Ama üretici çiftliklerin ilk defa gerçekten batma noktasına gelmesi ve eğer yasak kalkarsa eyaletin bu ticaretten büyük para kazanacak olması birliğin şu an kullandığı en önemli kozları. FDA nın koyduğu 4 inch yasağını bu kez gevşetebilirler yada aşabilirler ama herşey kongrenin ikna edilmesine ve yeni bir yasal düzenleme yapmasına bağlı.

Bana sorarsanız bu Amerika daki çiftlikler inşallah tümden batar derdim ama Hainan daki çiftlikleri ne yapacağız onlar daha beter üretiyorlar. Üstelik adet başı nakliye dahil 20 cent'e yani sadece 250 kuruşa büyük ithalatçıların kapısına istedikleri miktarda kaplumbağa teslim edebiliyorlar. Herhalde uzun vadeli düşünerek bu düşük fiyat politikasıyla önce geçmiş yıllarda bol alım miktarlarıyla şişirdikleri Amerikalı rakiplerini batırmayı düşünüyorlardır. Bu kadar büyük miktarlarda su kaplumbağasını nasıl üretiyorlar nasıl bir yöntem kullanıyorlar bilemiyorum. Amerikalılar Çinlilerin üretimler için pek hoş şeyler düşünmüyor eh tabi kendileri sütten çıkmış ak kaşık.

Sesleri çıkamayan masum Trachemys scripta elegans' ların kısa hikayesi işte böyle.